Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Aydıner, her kurum gibi yargı organının da kamuoyunun eleştirisine açık olması gerektiğini belirterek, "Aksi takdirde yargıda yapılan hataların ortaya çıkması mümkün olmaz. Ancak, eleştiriler yapılırken tozunun iyi ayarlanması gerekir." dedi.
Aydıner, yargıya yapılan eleştiri ve olumsuzlukların dikkate alınarak, tüm kurum ve kurallarıyla işleyen, insan haklarına dayalı, eksiksiz demokrasiye amaç edinen, hukukun üstünlüğüne ilkesini esas alan düzenleme ve değişikliklerin yapılmasının şart olduğunu dile getirdi.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve Barosu tarafından yeni adli yılın başlaması dolayısıyla vilayet meydanında tören düzenlendi.
Atatürk Anıtı'na çelenklerin sunulduğu törene Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Aydıner, Adli Yargı Komisyonu Başkanı Fahrettin Gültekin, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Zeynel Ilıca, Baro Başkanı Yusuf Yıldırım, cumhuriyet savcıları ve avukatlar katıldı.
Törende konuşan Başsavcı Aydıner, adli yıl açılış törenlerinin yıllardan beri yargının sorunlarının ortaya konulup tartışıldığı platformlar haline gelmesine rağmen ortaya konun sorunların miktarı ve niteliğinde önemli bir değişme olmadığını ifade etti.
Türkiye'de adalet ve yargı sisteminin yapısal, örgütsel, işlevsel, insani ve mali kaynaklar bakımından çok ciddi ve çözümü kolay görünmeyen sorunlarla karşı karşıya olduğunu kaydeden Aydıner, siyasetçisi, yargıcı, savcısı, avukatı, yargıyla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili bulunan herkesin bu olumsuzluklardan yakındığını ve eleştirilerde bulunduğunu vurguladı.
Yargı alanında bugüne kadar dillendirilen eleştiri ve olumsuzlukların da dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Aydıner, bunların da göz önüne alınması suretiyle tüm kurum ve kurallarıyla işleyen, insan haklarına dayalı, eksiksiz demokrasiye amaç edinen, hukukun üstünlüğüne ilkesini esas alan düzenleme ve değişikliklerin yapılmasının şart olduğunu aktardı.
Demokratik bir toplumda her kurum gibi yargı organın da kamuoyunun eleştirisine açık olması gerektiğini işaret eden Aydıner, aksi takdirde yargı da yapılan hataların ortaya çıkmasının mümkün olmayacağının üzerinde durdu.
Aydıner, ancak eleştiriler yapılırken tozunun iyi ayarlanması gerektiğini aksi takdir de hukuk devleti ve demokrasinin bundan büyük yara alacağını dikkat çekti.
Bazı değerler vardır ki bunların karşılığının hiç bir şeyle ölçülemeyeceğini, bunların manevi değeri çok üstün, toplum için yaşamsal önem taşıyan görevler olduğunun altını çizen Aydıner, şöyle devam etti: "Çünkü adalet devletin temelidir. İnsanoğlu, adalet arayışını sürdürürken devleti keşfetmiştir. Bu itibarla güçlenerek varlığını sürdürmek isteyen her devletin, mevcut imkânlarını sonuna kadar zorlayarak iyi işleyen bir hukuk sistemini kurması ve yargıyı kendi eleriyle güçlendirmesi gerekir. Takdir edersiniz ki adalet, sadece adliye binalarının duvarları arasında aranıp bulunan bir kavramdan ibaret değildir. Adalet bütün yüreklere kök salması gereken yüce bir duygu, devlet ve toplum hayatına hâkim olması gereken vazgeçilmez bir ilkedir."
Baro Başkanı Yıldırım ise Türkiye'de en ciddi sorunlardan birinin de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkesinin yeterince kurulamamış olması olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, yargının bu sorunlarından bir kısmını ülkemizdeki demokratik yapılanmanın bozuk olması, adil yargılanma hakkı, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkelerinin tam ve gereği gibi uygulanmamasından kaynaklandığını kaydetti.
Tören sonunda katılımcılar, Atatürk anıtı önünde topluca hatıra fotoğrafı çektirdi.