Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, “Tüketici yediği ve içtiği gıdanın güvenliğinden emin değildir.” dedi. Yılmaz, konuyla ilgili Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.
Federasyon binasında düzenlediği basın toplantısında konuşan TÜDEF Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, yıllardır gıda terörüne ve gıdada yaşanan risklere dikkat çektiklerini kaydetti. Son olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığından 2010 yılına ait gıda denetim sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını istediklerini hatırlatan Yılmaz, ancak olumlu cevap alamadıklarını açıkladı. Bakanlığın, artık gıda denetim sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmak konusunda gönülsüz davrandığından hiçbir kuşkularının kalmadığına işaret eden Yılmaz, şunları söyledi: “Başlangıçta ‘ticari sır’ gerekçesini ileri süren bakanlığa, bu yıl Nisan ayı başında 2010 yılı denetim sonuçlarının açıklanmasını istedik. Bakanlık bize, ‘açıklamasını istediğiniz gıda denetim raporlarının henüz tamamlanmadığını, 13 Aralık2010 tarihinde yürürlüğe giren 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında yönetmelik çalışmaları halen devam etmekte olup; kamuoyuna açıklanacak bilgilerin çerçevesi bu yönetmelikle belirlenecektir’ cevabını verdi.”
Yargının gıda denetim sonuçlarının tüketiciye verilmesi önünde bir engel görmediğini hatırlatan Yılmaz, bakanlığın yönetmeliği öne sürmesini anlamakta güçlük çektiklerini kaydetti. TÜDEF Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, gıdada yaşanan ilaç kalıntısı, kimyasallar, yapay tatlandırıcılar ve gıda zehirlenmeleri yanında son günlerde çaya domuz kanının da karıştırıldığı yönündeki basındaki haberlere dikkat çekti.
Türkiye’de üretim, dağıtım, depolama ve satış noktaları dikkate alındığında 500 bine yakın gıda noktası bulunduğunu anlatan Yılmaz şöyle konuştu: “Bu gıda noktaları mevcut personelle ancak üç yılda bir, bir sıklıkla denetim görebilmektedir. Yapılan denetim sonuçları da kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Ayrıca kaçak ve kontrolsüz gıda ayrı bir risk oluşturmaktadır. Bu yaşanan durum tüketicinin, dolayısıyla kamunun ciddi bir risk altında olduğunu göstermektedir. Tüketici riskli gıda hakkında ancak ölüm ve yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle bilgi sahibi olabilmektedir. Bu durum tüketiciyi son derece tedirgin etmektedir.”
