Sağlık Müdürü Uz.Dr.Hüseyin FİDAN,”Bünyenin Ramazan Ayı süresince oruca alıştığı düşünüldüğünde, bayramda yoğun tüketilen tatlı ve ağır beslenme nedeniyle hastanelerimizin acil servislerine gelen vatandaşlarımızın mide ve bağırsak sorunlarıyla ilgili şikayetleri kaçınılmaz olmaktadır.
Bir ay boyunca bünyemiz oruca alıştıktan sonra bayramla birlikte eski düzenimize geri dönüyoruz. Oruçlu iken genelde günde 2 öğüne düşen öğün sayısı birden farklılaşınca midede hazımsızlık, gaz, mide bulantısı, bağırsak sistemi rahatsızlıkları, tansiyon yükselmesi gibi hastalıklar yaşanması kaçınılmaz olmaktadır. Bu durumun önüne geçebilmek için, önce güne güzel bir kahvaltı ile başlamalı, sonraki süreçte hafif besinler tercih edilmelidir.
Bayramın vazgeçilmezlerinden biri de tatlılardır. Hamur tatlıları maalesef kalori düzeyi yüksek olan besinlerdir. O nedenle tüketimlerine dikkat etmek gerekir. Fazla yediğinizde hem mideyi yoracak hem de yakamadığınız enerji kilo alım riskini beraberinde size taşıyacaktır.
Gıdalar çok iyi çiğnenirse doyma hissi daha rahat hissedilir. Dolayısıyla fazla kaçırma riskinden de uzak kalınmış olur. Sindirim ağızda başladığı için mideye binen yük azalmış olur. Su içimine dikkat etmek gerekir. Su ihtiyacı çay ya da benzeri sıvılarla karşılanmamalıdır. Su haricinde ayran, komposto gibi doğal içecekler yine sıvı alımını desteklemek için tüketilebilir. Kızartma tarzı yağlı besinlerden kaçınılmalıdır. Hamur tatlıları yerine mümkünse sütlü tatlı tercih edilmelidir. (Elma, armut, kuru kayısı gibi meyvelerden yapılan meyve tatlıları da olabilir.) Gidilen her yerde yemek zorunda hissedilmemeli, ihtiyaç fazlası ikramlar kibarca reddedilmeli, porsiyonlar daha ufak tercih edilmelidir. Yürüyerek gidilecek mesafelerde araç kullanılmamalı, asansör yerine merdivenleri kullanılması daha uygun olur. Akşam yemeklerinin hafif olmasına özen gösterilmelidir.
Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte psikolojik olarak aşırı yemek yeme eğilimi başlamaktadır. Yağ oranı, kalori içeriği yüksek gıdaların tüketilmesi, bir çok sağlık problemi yaratabilir. Sorun yaşanmaması için eski yemek alışkanlıklarına yavaş yavaş geri dönülmesi daha sağlıklı olur. Şeker hastalarının ve kronik böbrek hastalarının, kolesterol ve tansiyon problemi olanların özellikle bu dönemde beslenme seçimlerine çok dikkat etmesi gerekir. Onlara ısrarcı olmamak ve mümkünse, onlar için daha hafif, diyetlerine uygun ikram alternatifleri sunulmalıdır. Bu tür rahatsızlıkları olan akrabalarınıza sevginizi onların tüketimlerine dikkat ederek gösterebilirsiniz.
Çocuklarımızın aşırı şeker ve çikolata yiyip boş enerji almalarının ve iştahlarının kapanarak yemek yemelerinin engellenmesinin önüne geçilmelidir. Bağırsak hareketlerinizi düzenlemek için öğünlerde salataya, hafif zeytinyağlı sebze yemekleri ve meyveye yer verilmelidir. Yemek gerekiyor diye düşünmek daha çok yeme dürtünüzü artırır, bu nedenle 'Ben sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum' daha doğru bir mesajdır.
Kafeinli ve gazlı içeceklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Bayramda mide ve bağırsak bozuklukları gibi şikáyetlere neden olmaması için, bilinçsizce çikolata ve tatlı tüketiminden kaçınılmalıdır.
Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’ndan üretim izni alan ürünler satın alınmalı, aşırı sıcağa maruz kalmış ürünlerden kaçınılmalı, mamülün üretim ve son kullanma tarihi kontrol edilmeli, sokakta ve açık ortamda satılan şekerlerden uzak durulmalı, ürün ambalajının düzgün olmasına dikkat edilmelidir. Örneğin, kaliteli ve taze lokum, üzerine baskı uygulandığında yayılmaz ve baskı kalktığında eski halini alır. Elle iki kenarından çekildiğinde lastik gibi uzamaması ve ele yapışmaması lokumların taze olduğunu gösterir.
Bu vesile ile Şeker Bayramınızı sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçirmenizi dilerim”dedi.