12 Haziran Genel Seçimleri öncesinde bir mitingde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ağır hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle 'kamu görevlisine hakaret' suçundan hakkında 1 ila 2 yıl arasında hapis istemiyle dava açılan Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın yargılanmasına başlandı. Mahkemede, hakkındaki iddiaları kabul etmeyen CHP'li başkan, kendisinin başbakan'a hakaret etmediğini belirterek, gazetecileri suçladı. Ataç, "Ben Başbakan'a hakaret etmedim. Bunu gazeteciler yazmış. Sözlerimi abartmış." dedi.
Ataç, 9 Nisan 2011 tarihinde belediyenin galerisinde camilere ve başörtüsüne hakaret edilen resimlerin yer aldığı "ucube" sergiye ev sahipliği yapmıştı. Bu konuda da Ataç, hakkında iki ayrı suç duyurusunda bulunulmuştu.
Eskişehir 2. Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık CHP'li Başkan Ahmet Ataç ile 3 avukatı katıldı. Davacı Başbakan Erdoğan ile avukatı Muammer Cemaloğlu ise katılmadı.
Mahkeme Başkanı, 22 Mayıs 2011 tarihinde, partisinin Eskişehir İl Başkanlığı'nca organize edilen 'Halk Buluşması' gününde yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan için söylediği "Erdoğan'ın azıcık şöyle bir eski siyasetçilere hürmeti olsa, anasını, babasını araştırır. Eğer onlar olmasaydı, Erdoğan’ın, babası kim olacaktı, annesi kim olacaktı? Ona bir baksın." şeklindeki sözlerini okuyarak, başkandan savunmasını istedi.
Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Ataç, olay tarihinde belediye başkanı olma ve siyasi kimliği sıfatıyla vatandaşlarla birlikte yaptığı toplantıdaki konuşmasının, orada bulunan bir takım basın mensupları tarafından çarpıtılarak yerel ve ulusal basında yayınlandığını iddia etti.
Ataç, bu yayınlarda Başbakan Erdoğan'a 'hakaret' ettiğinin iddia edildiğini ileri sürdü.
Yaptığı konuşmanın bir seçim arifesinde olduğunu, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu süreçte siyasi kimliğiyle yaptığı konuşmalarda Atatürk, İnönü, Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk gibi devlet adamlarıyla ilgili eleştirilerde bulunduğunu savunan Ataç, "Ben de ona vefa göstermesi kanaatiyle cevap mahiyetinde bir konuşma yaptım. Hakaret kastıyla yapılmış bir konuşma değildir. İfadelerim çarpıtılmış, gerçekte hakaret yoktur. Bunu gazeteciler yazmıştır." diye konuştu.
Zanlı Ataç'ın avukatları ise mahkeme heyetinden yazılı savunma yapmak için ek süre talebinde bulundu.
Mahkeme de savunma hakkının kısıtlanmaması amacıyla avukatlara yazılı savunma yapmak için ek süre verilmesine karar verdi.
Bu nedenle mahkeme duruşmayı ileriki bir tarihe erteledi.
Bu arada, Ataç, 9 Nisan 2011 tarihinde belediyenin galerisinde camilere ve başörtüsüne hakaret edilen resimlerin yer aldığı 'ucube' sergiye ev sahipliği yapmıştı. Bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran bu konuda da Ataç, hakkında iki ayrı suç duyurusunda bulunulmuştu. Ancak, 8 aydan bu yana Ataç, hakkında yapılan suç duyurularında şuana kadar bir gelişmeme yaşanmaması, bir iddianame hazırlanmaması dikkat çekti. İddiaya göre, söz konusu suç duyurularını inceleyen savcılara, işlemlerin yavaşlatılması ve böylelikle konunun gündemden düşürülmesi için baskı yapıldığı ileri sürüldü.
OLAY
22 Mayıs 2011 tarihinde, CHP Eskişehir İl Başkanlığı'nca Büyükşehir Belediyesi Opera Salonu önünde CHP milletvekili adaylarını tanıtmak amacıyla, düzenlenen 'Halk Buluşması' gününde, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Başbakan Erdoğan için "Başbakanın zaten kafası iyice karıştı. Ne dediğini bilmiyor. Bakıyorsunuz, bir gün rahmetli İnönü ile uğraşıyor, bir gün Türkiye'ye büyük emeği olan Süleyman Demirel ile uğraşıyor. Demek ki bu insanlar bugüne kadar hiç bir şey yapmadı. Her şeyi bu Tayyip Erdoğan yaptı. Sonra bilbordlarda, reklamlarda bakıyorsunuz, sanki Türkiye'nin miladı 2002 Erdoğan’ın seçildiği tarih. Tayyip Erdoğan'ın azıcık şöyle bir eski siyasetçilere hürmeti olsa, kalkar anasını, babasını araştırır. Eğer onlar (İnönü, Atatürk) o rahmetliler olmasaydı, Erdoğan'ın, babası kim olacaktı, annesi kim olacaktı. Ona bir baksın bakalım." ifadelerini kullanmıştı.
Söz konusu ifadelerin basında yer alması üzerine savcılık konuya el atmış, TCK’nin 125 maddesine gereğince 'kamu görevlisine hakaret' suçundan, Ataç hakkında 1 yıldan az olmamak şartıyla 2 yıla kadar oranla hapis cezasıyla yargılanması için Eskişehir 2. Sulh ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.